$EREN@Y $@RIK@Y@

SERENAY SARIKAYA=)‘Limon Ağacı’nın başrol oyuncusu Serenay Sarıkaya güzelliği ve performansıyla dikkatleri üzerine çekti. Ünlü yönetmen Sinan Çetin’in keşfi olan Sarıkaya ‘Bu şekilde anılmak gurur verici’ diyor..

Limon Ağacı’nda hem güzelliği hem de performansıyla dikkatleri üzerine çeken Serenay Sarıkaya, Sinan Çetin’in keşfi olarak anılmanın kendisine daha fazla sorumluluk yüklediğini söylüyor. 2 yıl önce Çek Cumhuriyeti’nde düzenlenen bir güzellik yarışmasında dördüncü olan Sarıkaya, ‘Limon Ağacı’ dizisinden önce Sarp Apak, Gürgen Öz ve Tuba Ünsal ile beraber ‘Plajda’ filminde kamera karşısına geçti. Bu filmdeki başarısıyla, 19 yaşındaki Sarıkaya Sinan Çetin tarafından keşfedildi. Güzel oyuncu ile ‘Limon Ağacı’nın Göcek’teki setinde keyifli bir söyleşi yaptık.

* Oyunculuğa nasıl başladınız?
Antalya’da bir ajansa kayıtlıydım. Arka planda oynayacak güzel kızlar arandığını söylediler. Oyunculuk çok da istediğim bir iş değildi aslında. Ama işin içinde Sinan Çetin de olunca ortamı tanımak istedim. Sinan Bey’le görüşmeye gittiğimde Limon Ağacı’nın yapımcıları da oradaydı. Sinan Bey, ‘Neden bu kızı oynatmıyorsunuz?’ dedi. Ve kendimi işin içinde buldum.


‘PLAJDA’ BÜYÜK BİR DENEYİMDİ
* ‘Plajda’ filminde de rol aldınız. Nasıl bir karakteri canlandırdınız?
Filminde Sarp Apak’ın plajda tavlamaya çalıştığı kız olarak gözükecektim. Filmin yapımcısı Onur Çakaloz beni çok sevmişti. Daha büyük roller vermek istedi. Ve birden kendimi Sarp’ın sevgilisi olmaya başlayan bir kız rolünde buldum. Benim için çok büyük bir adımdı. Sarp’ı, Gürgen’i, Tuba’yı ayrı ayrı çok seviyorum.

* İlk başrolünüz… Neler hissediyorsunuz?
Başlarda çok büyük bir sorumlukluk altına girdiğimi düşünerek tedirgin oldum. Korkularım oldu. Oyunculuğa yeni yeni alışıyorum. Oyunculuk eğitimi almaya başladım. Bu kadar insan iyi bir işin ortaya çıkması için uğraşıyor. Kimsenin yüzünü kara çıkarmak istemiyorum.

* Bir gün böyle bir dizide başrol oynayacağınızı hayal ediyor muydunuz?
Ne oyunculuğu ne mankenliği ne de şu anda bulunduğum noktayı hayal etmiştim. Başka hayallerim vardı. Bir anda kendimi başrol oyuncusu olarak buluverdim. Ama şu an hayatımdan memnunum.

* Diziye ve size gelen tepkiler nasıldı?
Setteki oyuncular beni gerçekten başarılı bulduklarını söylediler. İzleyicilerden gelen tepkiler de olumlu… Sempatik ve doğal bulmuşlar beni. Ben aynı fikirde değilim. Belki de kendimi onlardan çok daha iyi tanıdığım ve daha başarılı olabileceğimi düşündüğüm içindir… Daha önümde katetmem gereken çok yol var.

KENDİMİ İZLERKEN MUTLU OLDUM
* Ekranda kendinizi izlediğiniz zaman neler hissettiniz? Güzel bir duygu mu?
Setteki oyuncu arkadaşlarım ‘Eğer ekranda kendini gördüğün zaman mutlu oluyorsan bu işi seviyorsun demektir’ dediler. Ben kendimi izlerken çok mutlu oldum açıkçası. Neler yapabildiğimi gördüm. Bu noktaya geleceğini düşünmeyen bir insan için çok garip bir duygu.

* Ünlü olmaya başladınız… Bundan sonra hayatınızda neler değişecek?
Tabii ki değişiklikler olacak. Eski Serenay olmayacağım. Önümde başka yollar açıldı. Önceki hayatımdan çok farklı bir ortama geçiş yapıyorum. Birçok fedakarlıkta bulunmak zorunda kalacağım. Bambaşka bir insan gibi görünmek zorundayım. Ama ailemle ve arkadaşlarımla olan ilişkilerimde bir değişiklik olacağına inanmıyorum. O karakterde bir insan değilim.

* Oyunculuk eğitimi aldığınızdan bahsettiniz. Nasıl bir eğitim bu?


Plato Film Okulu’nda oyunculuk eğitimi alıyorum. Bu işe devam etmeye kesin karar verirsem daha ciddi eğitimler de alacağım.

‘Güzellik yarışmasında Türkiye’yi temsil ettim’
* Çek Cumhuriyeti’nde yapılan bir yarışmada Türkiye’yi temsil etmişsiniz. Biraz anlatır mısınız?
16 yaşındayken bir güzellik yarışmasının yapılacağını duydum. Seçmeler Antalya’daydı. Fotoğraf çekimlerine başladık. Yarışmaya girdim. İnanılmaz güzel bir organizasyondu. Gezdiğimiz yerler, tanıştığımız insanlar beni çok etkiledi. Yarışmanın adı ‘Miss Europe and World Junior’dı… Türkiye’yi temsil ettim. Jüri özel ödülü aldım, dördüncü oldum.

* Avrupai bir yüzünüz var. Bu role seçilmenizde bunun etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?
Bunun başka insanlar üzerinde belirli bir oranda etkisi olmuştur. Beni gördüklerinde önce dış görünüşümden etkilenip sevmiş olabilirler. Ama benim için bu asla böyle değil. Bir insanın dış görünüşü çok güzel olabilir ama her şeyden önce kişiliği çok düzgün, zeki, akıllı ve insanlarla iletişimi çok düzgün olmalıdır. Kime nasıl davranacağını bilmesi gerekir. Bu dizi için benim seçilmemin sebeplerinden birinin de bu olduğunu düşünüyorum. Ne sevgisinden, ne saygısından, ne de karakterinden taviz vermeyen bir insanım.

* Kendinizi güzel buluyor musunuz?
Çok sıradan bir insan değilim. Dikkat çekmeyen bir kız da değilim açık konuşmak gerekirse. Ama bir ortama girdiğimde hakkımda ‘A kıza bak’ gibi şeyler söylendiğini duymuyorum.

* Çekimlerin ilk günlerinde, sette sık sık gülme krizine giriyormuşsunuz… Heyecandan mı böyle oldu?
İlk günlerde çok ciddi olmam, sert oynamam gereken sahnelerde kıkır kıkır gülüyordum. Kesinlikle engel olamadığım bir şey. Bu, ben de dahil olmak üzere oyuncu ve yönetmenlerimin sinirini bozdu. İnsanlar o kadar uzun süre ayakta kalıyor. Neden böyle oldu bilmiyorum. Kendimi tutamıyordım gerçekten… Şimdi bu sorunu çözmeye çalışıyorum.
Hobileriniz var mı?

Beş yıla yakındır salsa yapıyorum. Dansın hayatımda çok önemli bir yeri var. Dans yarışmalarına da katılıyorum. Ama çekimler yüzünden çalışmalarım şu sıralar biraz aksadı.

Peri kadar inatçı değilim
Canlandırdığınız karaktere ne kadar benziyorsunuz?
Peri’yi çok seviyorum. Çok sevimli bir karakter ama biraz ukala ve inatçı… Ben eğer karşımdaki insanı seviyorsam birçok şeyi göze alabilirim. Sevdiklerime karşı çok fedakarımdır. Bir de çok pasaklı bir kız. Bu yönümüz biraz benziyor. Hatta yakınlarım ilk bölümden sonra arayıp ‘Tıpkı senin gibi pasaklı’ dediler.

saol....